Tam teknoloji doyum noktasına geldi derken, buyrun şimdi de televizyonlarımızın teknolojileri değişti.
Ne zaman mı oldu bu? Aslında uzunca bir vakit oldu hatta öyle ki İstanbul, Ankara ve İzmir’de 20 civarında kanal bu yeni teknolojiler ile yayın yapmaya başladı bile. Bu durum şubat 2006’dan beri böyle.
Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığı (DVB-T) kısaca: Karasal Vericiler üzerinden Sayısal(dijital) yayınlar yaparak TV yayını gerçekleştirmek oluyor. Detayında ise havadan alınabilen yayın sayısının 100’e ulaşması durumu var. Tabii ki daha kaliteli yayınlar gerçekleşecek bu şekilde. DVB-C bahsedilen karasal yayına, kablo üzerinden dijital yayın alternatifi demek oluyor. Bunun yanı sıra DSL-TV’de yakında teknoloji dünyasında yerini tam anlamıyla kazanacak. Nam-ı diğer IPTV olan bu yayın türü ise bildiğimiz Internet Teknolojilerini alt yapısında kullanan bir TV yayını teknolojisidir. Tabii ki bu hıza erişebilmek için DSL aktarım hızlarının ADSL2+ teknolojilerine taşınması gerekiyor.
Bu kelimeler ve teknolojik kısaltmaların biz vatandaşlara nasıl yansayacağı ise malum. Yeni ek cihazlar satın alacağız. Yeni TV’ler, TV üstü setler, yeni antenler vb. Yani yeniden tüketeceğiz. Sakin olun ve bana hiç kızmayın. Bunlar hep başımıza gelmiyor mu? Bana burada düşen tek vazife teknoloji adına size olabilecekleri önceden haber verebilmek ve anlamsız ekonomiler içinde olup har vurup harman savurmayın demek olacaktır.
İşin ilginci keşke herşeyi bu kadar önceden bilebiliyor olsaydık. Ama biz insanoğulları biraz garibiz değil mi? Asla yarınımızı düşünmeden yaşıyoruz. Bir seyahat esnasında tur otobüsünün şoförü bir sürü bilgi verdikten sonra yolculara şöyle sordu: Bana sormak istediğiniz bir şey var mı? Her sorunuzu yanıtlayacağım dedi. Yolculardan ses çıkmayınca şöyle seslendi: “Kimse hayatın anlamını merak etmiyor mu? Peki öyleyse yola devam edebiliriz o zaman.”
Değil yarın, akşam yemeğinde bile ne olacağını bilemiyoruz ki. Yurdum benim memleketim, yeni DIGITAL VIDEO BROADBAND TV’ler vatana millete hayırlı olsun.