Şehir yine ağır, gülle gibi ayaklarıma zincirlenmiş,
Caddeler erimiş, sokaklar kırılmış, insanlar kirlenmiş.
Güneş gözlüklerimi çıkarsam da değişmiyor dünya,
Renkler terk etmiş binaları, her yer kararmış.
Köprülerin canı sıkkın kalabalıktan, hava homurdanıyor.
Nabzım yavaşlamış, damarımdaki kan demir kokuyor.
Çelik eğriliyor, ağaçlar, yanıyor, taş kül gibi dağılıyor.
Bulutlar elektrik yüklenmiş, hayat eriyor, kayboluyor.
Beynim uğulduyor, kalbim duruyor, nefes alamıyorum.
Bacaklarım kaldırıma gömülmüş, yavaşça yürüyorum.
Geleceğin olacaksa eğer, önce geçmişin olmalı mı, soruyorum.
Bileklerimde kalın zincirler, artık dayanamıyorum.
Gece esir aldı güneşi ruhum gibi, bırakmadı gün aydınlansın
Acılarım bırakmıyor yakamı, kahrolası şehir neden varsın?
Kandırıyor herkesi sanki özelmiş gibi, sanki sonsuz rüyadasın.
Oysa ben tek bir söz duymak isterdim, samimi: Bugün nasılsın?
Caddeler erimiş, sokaklar kırılmış, insanlar kirlenmiş.
Güneş gözlüklerimi çıkarsam da değişmiyor dünya,
Renkler terk etmiş binaları, her yer kararmış.
Köprülerin canı sıkkın kalabalıktan, hava homurdanıyor.
Nabzım yavaşlamış, damarımdaki kan demir kokuyor.
Çelik eğriliyor, ağaçlar, yanıyor, taş kül gibi dağılıyor.
Bulutlar elektrik yüklenmiş, hayat eriyor, kayboluyor.
Beynim uğulduyor, kalbim duruyor, nefes alamıyorum.
Bacaklarım kaldırıma gömülmüş, yavaşça yürüyorum.
Geleceğin olacaksa eğer, önce geçmişin olmalı mı, soruyorum.
Bileklerimde kalın zincirler, artık dayanamıyorum.
Gece esir aldı güneşi ruhum gibi, bırakmadı gün aydınlansın
Acılarım bırakmıyor yakamı, kahrolası şehir neden varsın?
Kandırıyor herkesi sanki özelmiş gibi, sanki sonsuz rüyadasın.
Oysa ben tek bir söz duymak isterdim, samimi: Bugün nasılsın?